top of page

Berlin Konferansı ve Afrika’nın Paylaşımı: Kıtanın Kaderini Belirleyen Toplantı

  • tayi
  • 22 Nis
  • 2 dakikada okunur

Berlin Konferansı, 1884-1885 yılları arasında Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen ve Avrupa devletlerinin Afrika’yı paylaşma esaslarını belirlediği tarihi bir toplantıdır. Afrika kıtasının sömürgeleştirilmesinde dönüm noktası olan bu konferans, kolonyal rekabeti düzenleme, çıkar çatışmalarını önleme ve Afrika’nın zengin kaynaklarını paylaşma amacını taşıyordu. Ancak, bu süreç Afrika halkları için yüzyıllar sürecek acı ve sömürünün başlangıcı oldu.

Konferansın Arka Planı: Kolonyal Yarış ve Çıkar Çatışmaları

Sanayi Devrimi ve Hammadde Arayışı

  1. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa devletleri, sanayileşme sürecinde artan hammadde ihtiyacını karşılamak için yeni sömürgeler arayışına girdi. Özellikle Afrika’nın doğal kaynakları, Avrupa’nın iştahını kabarttı.

Coğrafi Keşiflerden Paylaşım Yarışına

  • Büyük Britanya, Hindistan’a giden deniz yolunun güvenliği için Mısır ve Güney Afrika’da etkisini artırmak istiyordu.

  • Fransa, Kuzey ve Batı Afrika’da genişlemek istiyordu.

  • Belçika Kralı II. Leopold, Kongo Havzası’nı kişisel mülkü ilan etti.

  • Almanya, geç kalmasına rağmen Afrika’da koloni edinmek istiyordu.

Çatışmaların Artması

Avrupalı güçler, Afrika kıyılarında ticaret üsleri kurarken, kıta içlerine de ilerlemeye başladı. Ancak, bu sınır belirsizlikleri ve rekabet zamanla ciddi çatışmalara dönüştü. Bu durum, uluslararası düzenleme ihtiyacını doğurdu.

Berlin Konferansı: Toplanma Süreci ve Amaçlar

Bismarck’ın Öncülüğü

Almanya Şansölyesi Otto von Bismarck, Avrupa güçleri arasındaki gerilimi azaltmak ve Almanya’nın Afrika’daki çıkarlarını güvenceye almak amacıyla 1884’te Berlin’de bir konferans düzenlenmesini önerdi.

Katılan Devletler

  • Almanya

  • Britanya İmparatorluğu

  • Fransa

  • Belçika

  • Portekiz

  • İspanya

  • İtalya

  • Hollanda

  • Osmanlı İmparatorluğu (gözlemci)

Afrika’dan ise hiçbir yerli temsilci davet edilmedi.

Konferansın Kararları ve Sonuçları

Serbest Ticaret İlkesi

Kongo ve Nijer nehirleri boyunca serbest ticaretin sağlanması kararlaştırıldı. Bu nehirler, uluslararası ticarete açık ilan edildi.

Etkin İşgal İlkesi

Bir devletin bir bölgeyi sömürge ilan edebilmesi için, o bölgede etkin şekilde varlık göstermesi ve yönetimi fiilen sağlaması gerektiği karara bağlandı. Bu, kağıt üzerindeki sahiplik iddialarını sona erdirip, fiili işgali zorunlu hale getirdi.

Afrika’nın Haritasının Yeniden Çizilmesi

Konferans sonucunda Afrika kıtasının büyük bölümü Avrupalı devletler arasında bölüşüldü. Yerel halkların ve mevcut etnik, kültürel ve sosyal yapının hiçbir önemi olmadı. Keyfi sınırlar, ilerleyen dönemde kıtada uzun süreli etnik ve siyasi çatışmalara zemin hazırladı.

Afrika’nın Paylaşımı ve Sonuçları

Avrupa Devletlerinin Kazancı

  • İngiltere: Mısır, Sudan, Güney Afrika, Kenya, Nijerya

  • Fransa: Cezayir, Fas, Tunus, Batı Afrika

  • Belçika: Kongo

  • Almanya: Namibya, Tanzanya, Kamerun

  • Portekiz: Angola, Mozambik

Afrika Halklarının Kaybı

  • Topraklarının kaybı

  • Ekonomik sömürü ve zorla çalıştırma

  • Kültürel asimilasyon ve kimlik kaybı

  • Etnik çatışmalar ve bölünmüş halklar

Kültürel ve Tarihi Miras

Modern Sınır Sorunları

Berlin Konferansı’nda çizilen sınırlar, etnik ve kültürel sınırlarla örtüşmediği için birçok Afrika ülkesinde iç savaşlara ve istikrarsızlığa yol açtı. Günümüzde bile birçok Afrika ülkesindeki siyasi krizlerin kökeninde kolonyal dönem sınırları yatmaktadır.

Sömürgecilik ve Direniş Hareketleri

  • yüzyılda Afrika’da gelişen bağımsızlık hareketleri, Berlin Konferansı’nda dayatılan düzeni tersine çevirmek için mücadele etti.

  • Pan-Afrika hareketi, kıtanın birliğini sağlama idealiyle Berlin Konferansı’nda bölünen Afrika’ya karşı bir duruş sergiledi.

Sonuç

Berlin Konferansı ve Afrika’nın paylaşımı, yalnızca Afrika tarihini değil, küresel güç dengelerini de etkileyen bir süreçtir. Avrupa devletleri, Afrika’yı hammadde kaynağı ve pazar olarak görürken, Afrika halkları bu süreçte kimlik kaybı, yoksulluk ve siyasi kaos ile karşı karşıya kalmıştır. Bu konferans, sömürgecilik tarihinin en belirleyici anlarından biri olarak kabul edilmektedir.




bottom of page