23 Temmuz 1908, Osmanlı İmparatorluğu’nda İkinci Meşrutiyet’in ilan edildiği tarihtir. Bu olay, Osmanlı siyasetinde büyük bir dönüşüm yaratmış ve anayasal yönetimin geri getirilmesiyle halkın yönetime katılımının önü açılmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin baskıları sonucunda Sultan II. Abdülhamid, 1876’da yürürlükten kaldırılan Kanun-ı Esasi’yi (Osmanlı Anayasası) yeniden yürürlüğe koyarak parlamenter sistemin tekrar uygulanmasını kabul etmiştir.

Meşrutiyet Nedir?
1. Meşrutiyet Kavramı ve Osmanlı’da Uygulanışı
Meşrutiyet, hükümdarın yetkilerinin anayasa ile sınırlandığı, halkın ise temsilcileri aracılığıyla yönetime katıldığı bir yönetim biçimidir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Meşrutiyet, 1876 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından ilan edilmiş ancak 1878’de askıya alınarak yönetim tekrar mutlak monarşiye dönmüştür.
İkinci Meşrutiyet’in İlanına Giden Süreç
1. Osmanlı’nın Siyasi ve Ekonomik Krizi
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu, ekonomik sıkıntılar, siyasi istikrarsızlık ve dış borçlar nedeniyle zor bir dönemden geçiyordu.
Avrupa devletlerinin Osmanlı üzerindeki baskıları artarken, içeride de reform talepleri yükseliyordu.
2. İttihat ve Terakki’nin Mücadelesi
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı’da anayasal düzeni geri getirmek için mücadele eden bir grup genç subay ve aydın tarafından kurulmuştu.
Cemiyetin özellikle Makedonya’da etkinleşmesi ve askeri destek kazanması, meşrutiyetin yeniden ilan edilmesini hızlandırdı.
3. 1908 Devrimi ve Meşrutiyet’in İlanı
1908 yılında, Manastır, Selanik ve Üsküp gibi bölgelerde isyanlar başladı.
İttihat ve Terakki’nin baskıları sonucunda, Sultan II. Abdülhamid 23 Temmuz 1908’de Kanun-ı Esasi’yi yeniden yürürlüğe koydu ve Meclis-i Mebusan’ın toplanacağını ilan etti.
Meşrutiyet’in İlanının Sonuçları
1. Parlamenter Sistemin Yeniden Kurulması
Meclis-i Mebusan seçimleri yapılarak farklı etnik ve dini grupların da temsil edildiği bir parlamento oluşturuldu.
Osmanlı toplumu, uzun bir aradan sonra yeniden anayasal bir yönetim altında birleşti.
2. Basın ve Düşünce Özgürlüğü
Meşrutiyet’in ilanıyla basın üzerindeki sansür kaldırıldı ve fikir özgürlüğü genişledi.
Gazeteler ve dergiler hızla çoğaldı, Osmanlı halkı siyasi gelişmeler hakkında daha fazla bilgi edinmeye başladı.
3. Siyasi Partilerin Kuruluşu
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Meşrutiyet’in ilanı sonrası Osmanlı siyasetinde önemli bir güç haline geldi.
Ahrar Fırkası gibi muhalefet partileri de kurularak Osmanlı’da çok partili hayat başladı.
4. 31 Mart Vakası ve Meşrutiyet’e Direniş
Meşrutiyet karşıtı gruplar, özellikle dini çevreler ve eski düzenin destekçileri, yeni sisteme tepki gösterdi.
13 Nisan 1909’da (Rumi 31 Mart 1325), İstanbul’da bir ayaklanma çıktı.
İttihat ve Terakki’nin desteklediği Hareket Ordusu, ayaklanmayı bastırdı ve II. Abdülhamid tahttan indirildi.
Meşrutiyet’in Osmanlı Tarihindeki Önemi
1. Demokrasiye Giden Yolun Açılması
Meşrutiyet’in ilanı, halkın yönetime katılma hakkını kazandığı önemli bir adımdır.
Osmanlı’daki anayasal sistemin güçlenmesini sağlamış ve modern demokrasi anlayışına zemin hazırlamıştır.
2. Osmanlı’da Siyasi Bilincin Gelişmesi
Meşrutiyet ile birlikte halk, seçimler, siyasi partiler ve anayasa kavramlarıyla daha fazla ilgilenmeye başlamıştır.
Yeni fikir akımları ve reform hareketleri hız kazanmıştır.
3. Cumhuriyet’in Temellerinin Atılması
1908’de ilan edilen Meşrutiyet, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden sürecin önemli bir basamağı olmuştur.
Parlamenter sistem anlayışı, Türkiye’nin siyasal gelişiminde kalıcı bir iz bırakmıştır.
Sonuç
1908’de ilan edilen İkinci Meşrutiyet, Osmanlı İmparatorluğu’nda anayasal düzenin tekrar tesis edilmesini sağlamış ve halkın yönetime katılımını artırmıştır. Meşrutiyet, Osmanlı’nın modernleşme sürecinde büyük bir adım olmuş, ancak siyasal istikrarsızlıklar nedeniyle uzun ömürlü olamamıştır. Buna rağmen, Türkiye’nin demokrasiye geçiş sürecinde önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilmektedir.